Yolunu Kaybetmiş Çekiç
Bir süredir işlerimden dolayı bloguma vakit ayırıp filmler hakkında yazı yazamadım. Film eleştirisi yapmak oldukca sevdiğim bir iş olmasına rağmen baya zamandır yapamadım. Hazır biraz vaktim varken son günlerin gözde filmi hakkında bir kaç kelam edeyim dedim.
Marvel'in gözde kahramanının ikinci filmi aşk ayı kasım ile birlikte izleyiciyle buluştu. Böyle bir ayda içinde aşk da bulunan bir süper kahraman filmi kaçmaz tabiki bende şehir dışında yapacağım bir ziyaretten önce vakit ayırıp filmi izledim. Filmin konusuna girmeden önce biraz yönetmen, yapımcı ve karakter analizi yapsak iyi olur.
Sinema dünyasının neredeyse tüm süper kahramanlarının yapımcısı olan Marvel için işler yolunda gidiyor. Zira son yıllara baktığımız zaman gişede oldukca başarılı işler çıkarıyorlar. The Amazing Spider Man, Avengers, Iron Man 3, The Wolverine gibi büyük yapıtlarla gişeyi ele geçirdiler. Bunun devamıda gelecek gibi çünkü 2014 - 2015 ve 2016 için şimdiden planları hazır filmlerin yeni serilerinin çekimleri başladı bile. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar diyerek den Marvel yazımızı bitirelim asıl filmimize geçelim.
Thor filminin yönetmen koltuğunda bu defa farklı bir isim görüyoruz; genellikle çektiği dizilerle adından söz ettiren lost, game of thrones gibi büyük dizilerin bazı bölümlerini çeken başarılı yönetmen Alan Taylor bu defa daha büyük bir iş yaparak Thor filminin yönetmenliğini üstleniyor. Bu gibi büyük yapımlarda bu tür radikal değişiklikler yapmak bazen ters tepebiliyor fakat bu defa Alan Taylor iyi bir iş çıkarmış. Filmin aldığı puanlarda bunu kanıtlar nitelikte.
Filmimizin başrol oyuncuları yine aynı kişiler; Chris Hemsworth ve Natalie Portman. Chris Hemsworth bu yıl 3 farklı filmle hayranlarının karşısına çıktı. İlk olarak Star Trek serisinin 2. filminde George Kirk olarak ikinci olarak Zafere Hücum filminde James Hunt olarak üçüncü olarak ise Thor filminde efsaneci süper kahraman Thor olarak. Başarılı oyuncu yine üst düzey bir oyunculuk sergileyerek bu işin altından da başarıyla çıktı.
Film Thor'un diyarlar arasında barış ve huzuru tekrar sağlamasıyla başlıyor. Üvey kardeşinin çıkardığı olayları düzelten ve tüm diyarlar arasında barışı tekrar sağlayan Thor'un yinede içinde bir boşluk hissi vardır. Midgard yani insan ırkının yaşadığı diyar da bırakmış olduğu aşkını unutamamıştır ve her an onu düşünmektedir. Yüce Odin oğlunun bu durumunun farkındadır ve ona artık dünyayı unutmasını ve başka biriyle birlikte olmasını öğütler. Fakat sonradan gelişecek olaylar buna engel olur. Dokuz diyar 5.000 yılda bir gerçekleşecek olan bir hizalanma ile bir birbirine hiç olmadıkları kadar yakın olucaklardır. Bunun neticesinde bazı yerlerde gedikler meydana gelir. Jane Foster da bir gün böyle bir gedikden Thor'u bulabilme amacıyla geçerek yanlışlıkla Aether'ı serbest bırakır. Evren için artık işler yolunda gitmez zira Aether çok güçlü bir varlıkdır ve tüm diyarları yok edebilir. Jane'ı ele geçiren Aether bu sayede özgür kalır. Aether'ın uyanmasıyla Malekith de uyanır. Jane'ın ortadan kaybolduğu sırada Heimdall onu göremez ve Thor bu vesileyle dünyaya gelir. Oldukca komik bir şekilde gerçekleşen bir karşılaşma sonucunda iki aşık tekrar bir araya gelir. Thor Jane'ın iyi olmadığını farkeder ve onu Asgard'a götürür. Aether'ı takip eden Malekith'de gizlice Asgard'a sızarak büyük bir saldırı gerçekleştirir fakat Aether'ı ele geçiremez. Bu saldırı sırasında Odin'in eşi hayatını kaybeder. Annesinin ölümüne en çok da Loki üzülmüşdür. Thor, Loki ve Jane birlikte bir plan yaparlar fakat bunun için karanlık dünyaya kaçmak zorundadırlar. Asıl film ise bundan sonra başlıyor bundan sonrasını izleyerek öğrenebilirsiniz gelelim filmde gördüğüm artı ve eksilere.
Filmin üç boyutlu gelmesi her ne kadar sahneleri daha hissedilir kılsada üç boyutlu filmlerde izlerken bir rahatsızlık hissediyorum gözlüksüz izlemek daha keyifli sanki. Filmde de üç boyutluyu daha fazla hissedebilelim diye savaş sahnelerinde özel çalışmalar yapılmış. Filmde fazlaca mizah kullanılmış özellikle dünyada ki sahnelerin çoğunda mizah işlenmiş buda biraz olaydan uzaklaştırıyor insanı. Marvel bunu çok sık yapıyor zaten son Iron Man 3 de de aşırı mizah dan dolayı çok fazla eleştiri almışlardı. Yalnız mizahların kalitesi üst düzeydeydi beni oldukca güldürdüler diyebilirim. Salonda aynı şekilde kahkahaya tutulduğumuz sahneler oldu. Özellikle Erik ve Darcy li sahneler oldukca neşeliydi. Birde Çekicin bir türlü yolunu bulamaması beni güldürmüştü. Yazımada başlığını veren bu olay çok hoşuma gitti. Thor ile Malekith son savaşını vererken gediklerden dolayı sık sık diyarlar arasında geçiş yapıyorlardı tabi Thor çekiçsiz yapamayacağı için çekiç diyarları uzun yoldan dolaşmak zorunda kalıyordu. Diyarlar arasında Thor'u bulmak ümidiyle ordan oraya gidiyordu oldukca güzel bir sahneydi. Filmde kullanılan efektler yine üstdüzeydeydi. Olayların başlangıcında yaşanan savaşlar dünyada son savaş yapılırken oluşan girdaplar çok etkileyiciydi.
Sanırım yine çok uzun yazdım. Uzun süredir yazmayınca böyle oluyor aslında daha yazacaklarım vardı fakat sizi daha fazla yormak istemiyorum. Thor 10 üzerinden 8 puanlık bir film olmuş benim için muhtemelen gişede yine 600 700 milyon dolar civarı bir hasılat elde edicek ve yapımcısını mutlu edicek. İzleyen mutlu izlettiren mutlu çok da fazla söze gerek yok sanırım. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıcakla kalın...
Marvel'in gözde kahramanının ikinci filmi aşk ayı kasım ile birlikte izleyiciyle buluştu. Böyle bir ayda içinde aşk da bulunan bir süper kahraman filmi kaçmaz tabiki bende şehir dışında yapacağım bir ziyaretten önce vakit ayırıp filmi izledim. Filmin konusuna girmeden önce biraz yönetmen, yapımcı ve karakter analizi yapsak iyi olur.
Sinema dünyasının neredeyse tüm süper kahramanlarının yapımcısı olan Marvel için işler yolunda gidiyor. Zira son yıllara baktığımız zaman gişede oldukca başarılı işler çıkarıyorlar. The Amazing Spider Man, Avengers, Iron Man 3, The Wolverine gibi büyük yapıtlarla gişeyi ele geçirdiler. Bunun devamıda gelecek gibi çünkü 2014 - 2015 ve 2016 için şimdiden planları hazır filmlerin yeni serilerinin çekimleri başladı bile. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar diyerek den Marvel yazımızı bitirelim asıl filmimize geçelim.
Thor filminin yönetmen koltuğunda bu defa farklı bir isim görüyoruz; genellikle çektiği dizilerle adından söz ettiren lost, game of thrones gibi büyük dizilerin bazı bölümlerini çeken başarılı yönetmen Alan Taylor bu defa daha büyük bir iş yaparak Thor filminin yönetmenliğini üstleniyor. Bu gibi büyük yapımlarda bu tür radikal değişiklikler yapmak bazen ters tepebiliyor fakat bu defa Alan Taylor iyi bir iş çıkarmış. Filmin aldığı puanlarda bunu kanıtlar nitelikte.
Filmimizin başrol oyuncuları yine aynı kişiler; Chris Hemsworth ve Natalie Portman. Chris Hemsworth bu yıl 3 farklı filmle hayranlarının karşısına çıktı. İlk olarak Star Trek serisinin 2. filminde George Kirk olarak ikinci olarak Zafere Hücum filminde James Hunt olarak üçüncü olarak ise Thor filminde efsaneci süper kahraman Thor olarak. Başarılı oyuncu yine üst düzey bir oyunculuk sergileyerek bu işin altından da başarıyla çıktı.
Film Thor'un diyarlar arasında barış ve huzuru tekrar sağlamasıyla başlıyor. Üvey kardeşinin çıkardığı olayları düzelten ve tüm diyarlar arasında barışı tekrar sağlayan Thor'un yinede içinde bir boşluk hissi vardır. Midgard yani insan ırkının yaşadığı diyar da bırakmış olduğu aşkını unutamamıştır ve her an onu düşünmektedir. Yüce Odin oğlunun bu durumunun farkındadır ve ona artık dünyayı unutmasını ve başka biriyle birlikte olmasını öğütler. Fakat sonradan gelişecek olaylar buna engel olur. Dokuz diyar 5.000 yılda bir gerçekleşecek olan bir hizalanma ile bir birbirine hiç olmadıkları kadar yakın olucaklardır. Bunun neticesinde bazı yerlerde gedikler meydana gelir. Jane Foster da bir gün böyle bir gedikden Thor'u bulabilme amacıyla geçerek yanlışlıkla Aether'ı serbest bırakır. Evren için artık işler yolunda gitmez zira Aether çok güçlü bir varlıkdır ve tüm diyarları yok edebilir. Jane'ı ele geçiren Aether bu sayede özgür kalır. Aether'ın uyanmasıyla Malekith de uyanır. Jane'ın ortadan kaybolduğu sırada Heimdall onu göremez ve Thor bu vesileyle dünyaya gelir. Oldukca komik bir şekilde gerçekleşen bir karşılaşma sonucunda iki aşık tekrar bir araya gelir. Thor Jane'ın iyi olmadığını farkeder ve onu Asgard'a götürür. Aether'ı takip eden Malekith'de gizlice Asgard'a sızarak büyük bir saldırı gerçekleştirir fakat Aether'ı ele geçiremez. Bu saldırı sırasında Odin'in eşi hayatını kaybeder. Annesinin ölümüne en çok da Loki üzülmüşdür. Thor, Loki ve Jane birlikte bir plan yaparlar fakat bunun için karanlık dünyaya kaçmak zorundadırlar. Asıl film ise bundan sonra başlıyor bundan sonrasını izleyerek öğrenebilirsiniz gelelim filmde gördüğüm artı ve eksilere.
Filmin üç boyutlu gelmesi her ne kadar sahneleri daha hissedilir kılsada üç boyutlu filmlerde izlerken bir rahatsızlık hissediyorum gözlüksüz izlemek daha keyifli sanki. Filmde de üç boyutluyu daha fazla hissedebilelim diye savaş sahnelerinde özel çalışmalar yapılmış. Filmde fazlaca mizah kullanılmış özellikle dünyada ki sahnelerin çoğunda mizah işlenmiş buda biraz olaydan uzaklaştırıyor insanı. Marvel bunu çok sık yapıyor zaten son Iron Man 3 de de aşırı mizah dan dolayı çok fazla eleştiri almışlardı. Yalnız mizahların kalitesi üst düzeydeydi beni oldukca güldürdüler diyebilirim. Salonda aynı şekilde kahkahaya tutulduğumuz sahneler oldu. Özellikle Erik ve Darcy li sahneler oldukca neşeliydi. Birde Çekicin bir türlü yolunu bulamaması beni güldürmüştü. Yazımada başlığını veren bu olay çok hoşuma gitti. Thor ile Malekith son savaşını vererken gediklerden dolayı sık sık diyarlar arasında geçiş yapıyorlardı tabi Thor çekiçsiz yapamayacağı için çekiç diyarları uzun yoldan dolaşmak zorunda kalıyordu. Diyarlar arasında Thor'u bulmak ümidiyle ordan oraya gidiyordu oldukca güzel bir sahneydi. Filmde kullanılan efektler yine üstdüzeydeydi. Olayların başlangıcında yaşanan savaşlar dünyada son savaş yapılırken oluşan girdaplar çok etkileyiciydi.
Sanırım yine çok uzun yazdım. Uzun süredir yazmayınca böyle oluyor aslında daha yazacaklarım vardı fakat sizi daha fazla yormak istemiyorum. Thor 10 üzerinden 8 puanlık bir film olmuş benim için muhtemelen gişede yine 600 700 milyon dolar civarı bir hasılat elde edicek ve yapımcısını mutlu edicek. İzleyen mutlu izlettiren mutlu çok da fazla söze gerek yok sanırım. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıcakla kalın...
Yorumlar
Yorum Gönder