Film ve Dizi Eleştirmenliği Nasıl Yapılır, Nasıl Yapılmaz?

Bugün sizlere yaptığım veya yapmaya çalıştığım bir işten bahsetmek istiyorum. Blogumu takip ediyorsanız bilirsiniz ara sıra bazı filmler hakkında yazılar yazıyorum. Ben bunu bir zorunluluk veya iş olarak görmekten çok sevdiğim için yapıyorum. Film ve dizi izlemeyi çok seven birisi olarak bazı beğendiğim filmler hakkında görüşlerimi belirtiyorum. Film eleştirmenliği dediğimiz olay aslında görüş belirtmek olmalı. Ülkemizde gördüğüm bazı olumlu veya olumsuz noktaları da yine dilim döndüğünce sizlere anlatacağım.



Biz ülke olarak film ve dizi izlemeyi çok seviyor olsak da o filmin veya dizinin arka planını veya sonrasını pek merak etmiyoruz. Sinema eleştirmenliği ülkemizde çok yapay ve az yapılmakla birlikte halk tabanında da karşılığı bulunmayan bir alan olarak göze çarpıyor. Bunun toplumsal sebepleri olmakla birlikte eleştirmenlerimizde de problemler var. Ben bir filmle ilgili yazı yazmadan önce veya beğendiğim bir filmi izledikten sonra açıp insanların bu filmle ilgili ne dediklerine bakıyorum ancak genel olarak hiçbir şey anlamıyorum. Evet hiçbir şey anlamıyorum çünkü yazarlarımız toplumun aynası olmak yerine kendi kelime egolarını tatmin ediyorlar. Yazılarını teknik terimlere boğarak normal bir okuyucunun anlayamayacağı düzeyde eleştiriler yazıyorlar. Hal böyle olunca da normal benim gibi sıradan insanlar sonraki sefer girip o yazarın diğer yazılarını okumuyorlar. Türkiye'nin en büyük site ve gazetelerinde sinema ve televizyon bölümleri var ve burada yazan yazarların çoğunluğu teknik dille konuşup kendilerini halktan uzaklaştırıyorlar. Yazdığı yazıyı gerçek anlamda anlamak için ya sinema sektöründe olmamız gerekiyor ya da açıp tek tek kelime anlamlarına bakmamız gerekiyor. Böyle devam ettiği sürece de sinema eleştirmenliği kısır bir döngüye giriyor ve ilerlemek yerine geriye doğru gidiyor. Eleştirmen arkadaşlar milyonlarca kişiye ulaşan gazetelerinde televizyonlarında üst kesime hitap etmek yerine halka hitap etseler eminim sinema sektörümüzde bundan faydalanacak ve gelişecektir.



Ben tek bir kişiyim ve hitap ettiğim kesim yok denecek kadar az. Üç beş kişi girip yazdığım bir yazıyı okursa seviniyorum, fazla büyük hedeflerimde yok o nedenle bunu kendime problem etmiyorum. Yazdığım tüm haber ve yazılarda olabildiğince halk dilini kullanıyorum ve yazımı okuyacak herkesin anlamasını temenni ediyorum. Bir filmi veya diziyi eleştirmek için atomu parçalamaya gerek yok eleştirel bir gözle yaklaşmak yeterli. Beğendiğiniz veya beğenmediğiniz noktalara olabildiğince sade bir dille değinirsiniz ve olur biter. Ancak bir elitlik gösterisiymiş gibi kimsenin anlayamayacağı kelimeler kullanmak sizi elit yapmaz sadece anlaşılmaz birisi yapar. Ha kendi sektörünüzde veya sinema sektöründe belki karşılık bulursunuz ama kesinlikle halk nezdinde karşılık bulmazsınız. Bir film izliyorsun o filmin atmosferini anlat, hikayesini anlat, oyuncuların önceki ve sonraki filmlerini anlat, oyuncunun film içinde yaptığı doğru ve yanlışları anlat, yazar ve yönetmenden bahset yeter. Bunları yapmak zor değil ama ülkemizin eleştirmenleri öyle yazılar yazıyorlar ki sanki bu tür konuları anlatmak çok zor ve yazabilmek için profesyonel olmak gerekiyor.



Belki bir gün bu yazımı o eleştirmenlerden birisi okur diye son bir söz söyleyeyim; sizin hedef kitleniz halk olmalı ki herkese sinemayı sevdirebilirim, siz sadece kısıtlı bir kitleye hitap ederseniz; ne siz ne de sektör ilerleme kaydedemez. Sağlıcakla kalın.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Modellikten Hollywood'a Gal Gadot

Geriye Sadece İsmi Kalan Kadın: Molly Bloom